GDO

GDO'nun ve GDOlu ürünleri getirenlerin marifetlerini okuyalım, öğrenelim. Hayatımızı nasıl riske attığımızı, Açlıkla mücadele eden ZAMBİA'nın bile Amerika'dan gelen gıda yardım paketi içerisindeki GDOlu ürünleri nasıl geri gönderdi ise; bizlerde yaşamımıza saygı duyalım ona değer verelim.
GDO ile alakalı ilgi ile takip ettiğim Defne Koryürek Hanımefendiden aldığım mailleri sizlerle paylaşmak istedim..




İthal edilen 32 çeşit GDO'lu ürünler nerede? Ey tüketiciler merak etmiyor musunuz?

GDO' lu ürünler nerede?

09.12.2010
Ali Ekber YILDIRIM, Dünya Gazetesi

Biyogüvenlik Yasası ve GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) Yönetmeliği 26 Eylül 2010'da yürürlüğe girdi.

Yasa ve yönetmeliğe göre, içeriğinde binde 9'un üzerinde GDO içeren gıda ürünlerinin etiketinde "genetik yapısı değiştirilmiştir" veya "genetik yapısı değiştirilmiş üründen üretilmiştir" ibaresinin yazılması gerekiyor.

Türkiye'ye 32 çeşit GDO'lu ürünün girişine izin verildi. Bugüne kadar gıda üreticilerinden hiç biri GDO ibaresini etiketine yazmadı.

Yem amaçlı ithalatına izin verilen soyadan yem üreten bir iki firma, ürettikleri yemin ambalajına "soya küspesi genetik olarak değiştirilmiş soyadan üretilmiştir" ibaresini yazıyor.

İthalatına izin verilen GDO'lu ürünler arasında soya, mısır, kanola, şekerpancarı, patates, maya gibi gıda sektöründe yaygın kullanılan ürünler var.

Bu ürünleri kimler hangi ürünlerde kullanıldı bilinmiyor. Tüketiciler farkında olmadan ithal edilen GDO' lu ürünleri afiyetle tüketiyor.

Daha önce hem bu sütunda hem de haber olarak DÜNYA Gazetesi'nde GDO'lu ürünlerin neden etiketlenmediğini sorduk. Tarım ve Köyişleri Bbakanlığı'ndan hiçbir ses seda çıkmadı.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ve bakanlığın tüm yetkilileri her fırsatta tarım konusunda yıllarca çıkarılmayan yasaları çıkarmakla övünür. Doğrudur. Bu dönemde pek çok yasa çıktı. Fakat, yasa çıkarmak kadar, uygulamak ta çok önemli. Uygulanmayan yasayı çıkarsanız ne olur?

Bakanlık, 26 Eylül itibariyle yürürlüğe giren Biyogüvenlik Yasası ve ilgili yönetmeliğin uygulanmasını neden takip etmiyor?

İthalatına izin verilen GDO'lu ürünlerin nerelerde kullanıldığı biliniyor mu?

Bakanlık, GDO'lu ürünlerle ilgili herhangi bir denetim yapıyor mu? Yapılıyorsa sonuçları açıklanabilir mi?

Söz konusu yönetmelik ile ürünlerinde GDO kullanmayan imalatçılara GDO kullanmadığını etiketine yazma hakkı tanınıyor. Bu konuda da bir çekingenlik, ürkeklik var. Ürünlerinde GDO kullanmayan firmalar da bunu etiketine yazmıyor.

GDO'lu ürünleri imalatta kullananlar tüketiciyi aldatarak bunu etiketlerine yazmıyor. GDO'lu ürünleri kullanmayan firmalarda bunu etiketine yazmıyorsa ortada bir sorun var.

Daha önce yazdığımız gibi, Konya Şeker Fabrikası ürettiği şekerin ambalajına " % 100 pancar şekeri- GDO içermez" diye yazdığı için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu tarafından reklam durdurma cezası verildi. Konya Şeker, buna itiraz etti ve konu yargıya taşındı.

Reklam Kurulu bu cezayı yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden bir hafta önce vermişti. Yönetmelik yürürlüğe girince, Konya Şeker, yasal hakkını kullanarak yeniden "GDO içermez" ibaresini ambalajlarına yazmaya başladı.

DÜNYA Gazetesi olarak konuyu gündeme taşımamız üzerine, Fikir Sahibi Damaklar bir kampanya başlattı. Defne Koryürek'in sözcülüğünü yaptığı Fikir Sahibi Damaklar, etiketine "GDO içermez" yazan ilk üç firmayı kamuoyuna duyuracaklarını ve tüketicileri bu ürünleri almaya teşvik edeceklerini duyurdu.

Defne Koryürek'in bu girişimi üzerine İstanbul'da faaliyet gösteren Orvital Organik Gıda Ürünleri'nin de ürettiği tavuk etine ve yumurtaya "Orvital tavukları, GDO içermeyen tamamen doğal, organik yemlerle beslenir" ve "Orvital tavuklar GDO içermeyen yemlerle beslenir" ibaresi yazdığı belirlendi.

Orvital'in kurucularından Muharrem Doğan, organik ürünlerde GDO'lu ürünün zaten kullanılamayacağını belirterek şunları anlattı: "Biz daha önce, "GDO içermez" diye yazmak istedik. Fakat sertifikasyon kuruluşu bunun haksız rekabete neden olacağını belirterek izin vermedi. GDO Yönetmeliği yürürlüğe girince kimseye sormadan yazmaya başladık. Tüketicinin dikkatini çekti ve ürünlerimize ilgi daha da arttı."

Türkiye'ye ithal edilen soyanın yüzde 90-95'inin GDO'lu olduğunu hatırlatan Muharrem Doğan, daha önce organik soya ithal ettiklerini, ancak şimdi Samsun Alaçam'da 400- 450 dönüm alanda organik soya üretimine başladıklarını ve kendi ihtiyaçlarını buradan karşıladıklarını söyledi.

Muharrem Doğan, Çanakkale Ayvacık'ta et üreticileri birliği ile anlaşmaya vardıklarını, yakında organik kırmızı et üretimine başlayacaklarını ve bu etin etiketine de "GDO içermez" ibaresini koyacaklarını sözlerine ekledi.

Özetle, GDO'lu ürünleri gıda ürünlerinde kullanan firmalar yasaya aykırı bir biçimde etiketlerine GDO'lu olduğunu yazmıyor. Tarım Bakanlığı da buna göz yumuyor.

Ürünlerinde GDO'lu ürün kullanmayan firmalar neden bunu etiketlerine yazmıyor?

Bizim bilmediğimiz bir baskı mı var? Yoksa GDO'suz ürün üreten firma kalmadı mı?

Tüketici yediği üründe GDO olup olmadığını nasıl öğrenecek?

İthal edilen 32 çeşit GDO'lu ürünler nerede?

NKARA - Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde, genetiği değiştirilmiş ürünlerin değerlendirilmesi için kurulan Bilimsel Komite, şimdiye kadar 4 toplantı yaparken, "30 GDO'lu ürünün değişik amaçlar için kullanılmasının uygun olacağı" yönünde kanaat bildirdi.

Komite, T25 kodlu GDO'lu mısır çeşidinin yem ve gıda olarak tüketimini ise uygun bulmadı.

Gıda ve Yem Amaçlı Genetik yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerin İthalatı, İşlenmesi, ihracatı, Kontrol ve Denetimine Dair geçen yıl Ekim ayında çıkarılan yönetmelik uyarınca kurulan Bilimsel Komite, Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'nün (TAGEM) daveti üzerine yaptığı ilk toplantıda, ithalata ilişkin bazı kriterleri de belirledi.

Buna göre komite, bilimsel ve teknolojik gelişmeler çerçevesinde, modern biyoteknoloji kullanılarak elde edilen GDO'lu organizmalar ve ürünlerinden kaynaklanabilecek risklerin engellenmesi, insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilirliğin sağlanması amacıyla yaptığı değerlendirmeler sonucunda gıda ve yem ürünlerinin GDO'lu olarak değerlendirilmesi ve etiketlenmesi için, "GDO eşik değerinin yüzde 0,9 (binde 9)" olarak kabul etti.

Kararda, AB'nin ilgili kurulları ve bilimsel komite tarafından yem ve gıda olarak tüketimi uygun görülen GDO ürünlerinden kaynaklanan, önlenemeyen ve teknik olarak kaçınılmaz bulaşıklıklardan dolayı, "eşik değerinin binde 9 olarak kabul edildiği" açıklandı.

Karar uyarınca belirlenen yüzde 0,9 (binde 9) eşik değerin altında GDO içeren ürünlerin etiketlenmesine gerek bulunmuyor.

Tanımlanmamış ve risk değerlendirmeleri yetkili kurullar (EFSA, Bilimsel Komite ve benzeri) tarafından yapılmamış olan gen içeren ürünler için bu eşik değer "yüzde 0,0 (binde sıfır)" olarak kabul edildi.

Kararda, "eşik değerin yüzde 0,9 olarak kabul edilmesinin AB'ye uyum ve GDO'lu ürünlerin tespit edilebilmesi ve izlenebilirlik açısından uygun olduğu" vurgulandı.

Bilimsel Komite aynı toplantıda, GDO'lu 3 soya çeşidinin yem ve gıda olarak kullanıldığında herhangi bir risk oluşturmayacağına karar verdi.

Diğer kararlar

Bilimsel Komite şimdiye kadar yaptığı diğer toplantılarda da çeşitlerle ilgili risk değerlendirmesi yapan muhtelif kuruluşların, (EFSA, WHO, FAO) ve bilimsel araştırmalarının sonuçları (allerjenik ve toksijenik etki analizleri, genetik modifikasyonunun stabilitesi, morfolojik ve agronomik özellikler, hedef dışı organizmalara etkisi ve benzeri) ile farklı ürünlerde üretim ve tüketim durumlarını göz önünde bulundurarak yaklaşık 30 GDO'lu ürün hakkında karar aldı.

Bakanlıkça onaylanarak internet sitesinde yayımlanan kararlar uyarınca, komite, "T25 kodlu mısır çeşidi yem ve gıda olarak kullanımı uygun olmayacağı kanısına varılmıştır" yönünde görüş bildirdi.

Komite, GDO'lu 16 mısır çeşidinin belirtilen amaçlarla kullanılmasını uygun olacağı yönünde görüş beyan etti. Buna göre, bazı GDO'lu mısır çeşitleri sadece yem, bazıları gıda ve yem sektöründe ancak, "taze, konserve, un, irmik ve mamulleri gibi doğrudan tüketim dışında" kullanılabilecek.

Bilimsel Komite yaptığı toplantılarda 3 kolza, 1 şekerpancarı, 1 patates, 6 pamuk çeşidi ile 1 bakteri biyokütlesi ve mayanın değişik amaçlarla kullanılmasının insan ve hayvan sağlığı açısından istenmeyen bir etki oluşturmayacağı yönünde kanaat bildirdi.

Komite, GDO'lu kolza çeşitleri hakkında kanaat bildirirken, "Türkiye'de bu türlerin yabanileri bulunmadığından gen kaçışının önlenmesi için tedbirlerin alınması" önerisinde bulundu. Kolza çeşitleri yem, gıda (rafine yağ) olarak kullanılabilecek.

Olumlu kanat bildirilen şekerpancarı, yem ve gıda olarak patates çeşidi ise sadece endüstri amaçlı (kağıt ve kimya) kullanılabileceği kaydedildi.

GDO'lu bakteri kütlesi ile maya yem katkısı olarak, GDO'lu pamuk çeşitleri ise yem, gıda (rafine yağ) ve pamuk lifi olarak kullanılabilecek.


Ey tüketiciler merak etmiyor musunuz?

Hiç yorum yok: