23 Ağustos 2011 Salı

Permakültüre Giriş

Uzun zamandır okuduğum kitaplardan bahsetmediğimi gördüm ve hemen sizlere uzun zamandır peşinde olduğum bir kitabı paylaşayım dedim.
Evet, adından da anlaşılacağı gibi permalkültürün baş yapıtları arasında yer alan bir kitap.Bill Mollison yazdığı Egemen Özkan'ın çevirerek bizlere kazandırdığı harika bir kitap.
"Halbuki permakülürün evlere gıda sağlamaktan daha derin bir anlamı vardır. İnsanların toprağa, bilgiye ve finans kaynaklarına erişimi yoksa, gıda bakımından kendine yeterli olmak tek başına bir şey ifade etmez. Bu yüzden permakültür son yıllarda toprak erişimini, ticari yapıları ve bölgesel otofinansman stratejilerini içeren uygun kanuni ve mali stratejileride kapsar hale gelmiş, böylece bütüncül bir insani sistem oluşmuştur." der önsözünde.
Böylelikle permakültürün dünyayı daha iyiye doğru nasıl bir kültürel dönüşümün içerisine soktuğunu pek güzel ifade etmektedir. Kitapta ayrıca;
Ev bahçe tasarımı, Meyve bahçeleri çiftlik ormancılığı ve tahıl ürünleri, Hayvan yemi sistemleri ve su ürünleri yetiştiriciliği, kent ve topluluk stratejileri, Bazı faydalı permakültür bitkileri, türler listesi gibi ana başlıklar altında topladığı bilgileri bizlerle paylaşmış.
Doğada, kendinizde ve çevrenizde nasıl bir şekilde somut, pozitif değişimler gerçekleştirmenize olanak tanıyacak, engin bir permakültür bilgisi ve olanakları sağlayacak bu kitabı kaçırmayın.

Yine permakültürle alakalı olarak okuyacağım ikinci kitap; Ekin sapı devrimi doğal tarıma ve hayata adlı kitabın yazarı Permakültürde devrim yaratan Masanobu Fukuoka'nın kitabı. sabırsızlıkla elime geçmesini bekliyorum. İyi okumalar...

18 Ağustos 2011 Perşembe

2011 Orman yılı

Birleşmiş milletlerin 2011 yılını orman yılı ilan etmesi dolayısı ile ek'te ki linki sizlere sunuyoruz.

9 Ağustos 2011 Salı

Karadenizde Kalkan avım...

Karasuya ikinci defa gelişimde kendimden daha emin daha donanımlı ve daha tecrübeliydim Bugün ilk trofemi görsel olarakta paylaşmak isterdim ama elinde kamera akşama kadar çekim yapan hanım benim ilk kalkanımıda heyecanla videoya çekmek istedi fakat o heyecanla kayıt etmeden benimde heyecanıma ortak olunca ortaya sıfır görüntü ama heyecanlı anlar çıktı

Kullandığım Takım Lineafe spider surf 4.20 kamış,Makine Daiwa Emcast 5500, Ana beden Angelkiss 0.30 misina, köstek OKUMA shotai 0.26 fluorocarbon, iğne Fudo 1 numara iğne, yem buzluktan bir kaç saat önce çıkmış tavuk eti Hım kurşunu unuttum 50gr. sıyırtma kurşun.

Önceki akşamdan hazırlamış olduğum takımı kamış sette hazırladıktan sonra rast gele deyip denizle kucaklaştırdık. İlk bir kaç atış konum olarak beni tatmin etmedi. Zira çaprazdan ilerideki kum setinin ötesine atmaya çalışıyordum ki burası dalgaların kırılmaya başladığı yerdi, bu arada sahilde yürüyenlere ve denizde eğlenenlerede dikkat etmem gerekiyordu. Neyse bir kaç atış sonra yemi istediğim noktaya savurduktan sonra kamışı konumlandırıp boşluğu aldım. Eşim ve kızım uzun süredir eve eli boş dönen beni ti ye almaktan geri kalmadılar Ama kamışı yerleştirip kalamayı biraz daha açmamla makineden gelen o muhteşem vızıltıyı duymam bir oldu. Hemen eşimi çağırıp o muhteşem sesi benimle beraber dinlemesini istedim. O harika vızıltıyla beraber o da heyecanlanmış kızım "babm balık yakaladı" diye etrafa reklama başlamıştı. Hiç acele etmeden kamışı elime alıp usulca çekmeye başladım. İlk çekişin ardından biraz hüsran duymaya başlamıştım. Çünkü misina fazla zorluk çıkarmadan sarılmaya devam ediyordu
Karadenizde bir çok çeşit balık bulunmakla beraber hedef balık kalkandı. Ama kalkanın tavuk eti sevip sevmediğini bilmiyordum ve iyice meraklanmaya başladım. Bu kadar çabuk bir av gerçekleşmesini beklemiyordum. Çünkü asıl hedefim levrek yada lüfer için çapari ile istavrit tutup canlı yemle bırakma takım yapmaktı. Neyse, ne çıkacak ne gelecek diye beklerken fırdöndü gözüktü ardından kurşun ve kancanın ucundaki dünya harikası ama 20 cm. boyundaki o harika yaratık gözükmüştü.
İlk kalkanımı yakalamanın verdiği mutluluk, boyutları sebebi ile yerini buruk bir sevince bıraktı. Eşim ise avlanınan balığın boyutlarının limitler dahilinde olup olmadığını bilmediği için çok heyecanlanmıştı. Kızım ise korku ve endişeden dolayı aramıza mesafe koymuştu. İlk sevinç dalgasının ardından eşim yüzümdeki üzüntüyü görerek onu bırakacağımızı belirtti benimde onaylamamın ardından elindeki çekim yapmayı unuttuğu kamerayı bırakıp çantadan istediğim kargaburunu getirdi ve yakaladığımız ilk kalkanı "büyüsünde gelsin" diyerek törenle denize geri bıraktık.
Sonraki atışlarda kendime faklı bir yön seçmem gerekti zira insanlar kalkanı aldığım yönde denize girmişlerdi.Bir kaç defa kalamanın o tatlı sesini duymama rağmen üç saatlik av sonunda hoş anılarla elim boş döndüm. Yarın havuzu mavuzu bırakıp sabah erkenden itibaren hem kalkan hem de avcı arkadaşlar olan levrek ve lüfer peşine düşeceğim.
Evet burada herkes kefal ve istavritin peşine düşmüşken ve kovalarını bunlarla doldururken yaptığım doğrumu bilmiyorum ama balıkların en güzellerinin peşinde olmak harika.Rastgele.