24 Mart 2012 Cumartesi

Balık peşinde Hereke'de bir gün

     Nihayet kışı atlattık! hava biraz ısınınca kedinin ciğere koştuğu gibi kendimi sahile atmanın derdine düşmüştüm, nihayet bugün beklenen gün gelmişti. Bu kadar ani ama bu kadar da tesadüfler içeren bir telefon ve insan trafiğinden sonra öğleden sonramı boşa çıkarmış kendime harika bir zaman yaratmıştım. İkide bir çıkarıp temizlediğim ve bakım yaptığım malzemelerimi apar topar arabaya yerleştirip (telaştan fotoğraf makinesini dahi almayı unuttum, aslında evden kaçtım :) boşa çıktığınızı hanımlar öğrenmesin :mrgreen: ) benzinliğe giderken ne yana gideceğimi düşünmeye başlamıştım. Boğaza mı? Acemiyim,kalbalık ve gürültü. Göle mi? İsteksizim dalga sesi duymak istiyorum, dedim kendi kendime. Ve nihayet yeni yerler görmenin, avlaklar keşfetmenin zamanıdır şimdi dedim. Hele ki iş için otobana girdiğimde sürekli batıya arabayı sürmekten gına gelmişti. Kesinlikle doğuya doğru sürmeliydim. 

    Böylece Hereke'ye kadar arabayı sürdüm. Orada küçük bir liman var, şansımı orada deneyebilirdim. Üniversitedeyken trenle içinden geçerdim kısmet bugüneymiş. Gittim yakından gördüm ve çayını içtim. Şimdi nereye oltayı sallamalı diye düşünürken balıkçı barınağından uzaklaşıp limana doğru yol almaya başladım. Kendi kendime mükemmel bir av noktası dediğim limanın hemen dibinde, çakıllık sahilde buldum kendimi. 

    Burayı beğenmiştim. Kim bilir kısmette bugün neler var diye düşünerek takımlarımı hazırladım. Belki o gün bugündür. İlk levreğimi belki burada yakalayacağım diye düşünerek kendi kendimi gaza getiriyordum. Hem yeni aldığım sahtelerimi deneyeceğim hemde beklemeli av için gerekli olan takımımı hazırlıyorum. Düğümün bile acemisi olan ben şamandıralı güzel bir takım hazırladım ( nasılda kendi kendimi gazlıyorum :) )

    Takımımı suyla buluşturmak, askerden dönüp sevgiliye kavuşmak kadar mutluluk verdi bana. Fazla bir şey beklemiyordum oraya gitmek, orada olmak, takımlarla, kamışlarla, sahtelerle, misinalarla haşır neşir olmak beni kendime getirmişti. İlk önce ciddi ciddi bir av beklentisi olan ben bir saat sonra kullanmadığım yada denemeye fırsatım olmadığı sahte ve silikonların yüzüşlerini seyredip puan vermekle geçirmeye başladım. Spin için antreman yapmaya başlamış hafif sahteleri bile sanırım 20-25 metreye atmayı başarabilmiştim.Herhangi bir vuruş alamasamda limandaki bir geminin de yükünü boşaltıp gitmesi ile sükunet dolu sessizliğin ve güneşin sıcak kollarında olmak harikaydı. Gidiş dönüş 70km. yola deymişti. Balık yakalayamasamda dönüşte harika bir haber almış, uzun bir uğraştan sonra İzmit'ten bir AVM.yi firmamız bünyesine katmıştık, artık İzmit tarafına daha sık gidecektim ve bu bahaneyle yeni avlaklar keşfetmek için mükemmel bir durum kendiliğinden ortaya çıkmıştı. Umarım başka zaman avlarımı taçlandırıp sizinle paylaşma fırsatı bulabilirim.

13 Mart 2012 Salı

+1 EKLE DESTEKLE

İnternette daha çok zaman geçirip sosyal hayattan uzak kaldığınızı düşünüyor, Dünya'ya bir faydam yok diyorsanız, işte size fırsat; Gerisi tanıtım videosunda...  

KONY 2012

Dünyayı değiştirmek ve aydınlanma çağına sokmak için dualar edip dururken! karşınıza vahşetin ve gaddarlığın zamane karakteri ile oturan KONY yüzünüze bir tokat gibi çarpıyor. youtube da ilk izlediğimde sayı 6 Milyon 5 yüzbindi, Bir gün sonra ise sayı 36 Milyona çıkmıştı. Şu anda sayı 75 milyolarda. Jason Russell 30 dakikalik bir video ile Joseph Kony’nin kim olduguna ve neler yaptığına dair bir video yapmış. Kony Uganda’da devlete karşı kurulmuş olan bir örgütün lideri. video’nun amacı adamı durdurmak tutuklatmak. Çünkü ordusu sadece çocuklardan oluşuyor. 
Videonun  sonunda ki kehanet! ise sizi kendinize getiriyor; "Dünyanın değişmesini mi istiyorsun o halde başlayalım" 
www.kony2012.com websitesinden daha fazla bilgiye de ulasabilirsiniz.