30 Mayıs 2007 Çarşamba

İNSANIN PİN KODU !

Arada sırada farklı kitap tanıtımlarının yer alacağı sayfamızda ilginç gelen bazı kitapların tanımına yer vereceğiz. İstek ve önerilerinize açığız her zaman. Sevgi ile.
Astrolojiden daha güçlü, nümerolojiden daha etkili yepyeni bir teknik... İnsanın Pin Kodu, doğum tarihimiz tarafından belirlenen kişiliğimizin analizini yapmak için geliştirilmiş bilimsel bir yöntemdir. İnsanın Pin Kodu, on sekiz yıl boyunca süren ve on binlerce insan üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda Douglas Forbes tarafından yaratılmıştır. Elinizdeki kitap yardımıyla. İnsanın Pin Kodu’nun nasıl kullanıldığını öğrenebilirsiniz. Kendi kendinize yalnızca içinizdeki gerçek gizil gücü keşfetmekle kalmayacak aynı zamanda da bu gizil gücü sınırlayan karakterinizi nasıl tanıyıp, onu bu gizil gücünüzü güçlendirecek şekilde nasıl kullanacağınızı da öğreneceksiniz. İnsanın Pin Kodu, kişinin karakterini belirlemek ve onun yaşam yolculuğu sırasında diğer insanlara nasıl karşılık verdiğini belirlememizi sağlayan bir sistemdir. Kişiyi kesin ve belirgin bir biçimde programlayan doğum tarihinin Kutsal Geometrisi üzerine dayanmaktadır. Her birimizin programında, çevremize farklı şekillerde tepki verme olasılığı bulunmakta ve bu olasılıklar da bizi eşsiz birer bireye dönüştürmektedir. Pin Kodlarımızın her bir hanesinde on tane “aktif” on tane de “reaktif” özellik bulunmaktadır. Bu özellikler tıpkı, kişiliğimizin malzeme deposu gibidirler. Elimizde ne tür araçların bulunduğunu anlayarak, kişiliğimizin nasıl işlediğini anlayabilir ve bu sayede de yaşamımızdaki seçimlerimiz konusunda çok daha başarılı olabiliriz. !http://www.derki.com/sayfalar9/pinkod.html

9 Mayıs 2007 Çarşamba

2012 SON MU! BAŞLANGIÇMI?

ABD'li uzay araştırmacısı Lawrence E. Joseph'in "Apocalypse 2012" adlı kitabı Maya astronomlarının geliştirdiği bir teoriye dayanıyor. Mayaların yüzlerce yıllık araştırmalarına göre, 12 Aralık 2012 tarihinde Güneş sisteminin yörüngesi, Samanyolu'nun merkezine denk gelecek. Teoriye göre her 26 bin yılda meydana gelen bu olayla, Samanyolu'ndan Dünya'ya gelen her türlü enerji azalacak. Birçok bilim adamı, bunun gezegenleri nasıl etkileyeceğini bilmiyor. Ayrıca samanyolu galaksisinin merkezinde bulunan karadelik oluşmadan önceki son ışık huzmesinin 26000 yıl yol alarak 2012 tarihinde dünyaya varacağı keşfedilmiş.
Mayalar Samanyolu'ndan gelen enerjide yaşanacak küçük bir sapmanın bile felakete neden olacağına inanıyordu. Joseph de elektriksel güçte anlık bir durmanın yaşanacağını, bunun saatleri, DVD çalarları ve mikrodalga fırınları çalışamaz hale getirebileceğini vurguluyor. Joseph bu fikri tarihte pek çok kitabın ve bulgunun desteklediğini öne sürüyor. Örneğin Çinlilere ait 3 bin yıllık "I Ching" adlı metinlerde, dünyanın sonunun 22 Aralık 2012'de geleceği belirtiliyor. Joseph daha net bulguların küresel ısınma konusunda kaygılı sismolog, meteorolog ve jeologlardan geldiğini söylüyor. Kimilerine göre incelen ozon tabakası yok olduğu takdirde yeni bir Buz Çağı yaşanabilir. Bazı uzmanlar Etiyopya'da 2005'teki depremin yerkürede 60 kilometre çatlak açarak Afrika'nın ikiye ayrılma evresini ve büyük felaketi başlattığını ileri sürüyor. Bazılarıysa Güneş'teki hareketliliğin 2012'de en yüksek seviyeye ulaşacağına işaret ediyor.
Olacak olanlar her ne olursa olsun bizler var olan bir yaşam modeli içerisinde büyük değişimler geçireceğiz. Şu anda bilinmeyen yada bilinipte söylenmeyen dile getirilmeyen yüzlerce,binlerce bilgi var ve bizler bu bilgi denizinde boğulmadan yaşamımızı sürdürmeli haz almaya devam etmeliyiz. Esasen var olan günümüz kadar gelen tüm bilgiler ışığında değişik yorumler yapılmış olup insanlık işine geldiği şekilde değiştirmiş korkutma ve baskı aracı olarak kullanmış bu bilgileri. Bize düşense bunları ayrıştırmalı ince eleyip sık dokumalı ve ine yeniden okumalı okumalı okumalıyız.
Bir başka açıklamaya değinmek istiyorumki bu da leydi GAİAnın da tekamül ettiği, aşama kaydettiği. Bizler bilinen evrenin içerisinde varolduğunu tespit ettiğimiz 800 milyar galaksinin içerisinde küçük bir ölçekte sayılan samanyolu galaksisinin içerisinde hatta kenarında :) bulunan bir güneş sisteminin içinde yoluna devam etmektedir. Biraz araştırma yapınca, aslında bu matematiksel veriler ışığında o kadar çok ufalıyoruz eziliyoruz ki bizler neyiz,evrendeki konumumuz ve yerimiz ne diye sormadan edemiyoruz. VE bu bilgileri kullanıp bir şeyleri enpoze etmeye korkutmaya engellemeye o kadar meraklıyız ki karşıt görüşlerin bile haklı olabileceğini bir an bile düşünmüyoruz. Çünkü korkumuz korktuğumuzdur, dile getiremeyip gönlümüzden geçmesini istemediğimizdir.
Yarınlar bizlere ışık ve sevgi getirecektir bundan emin olabiliriz. Bizlerin uyumu vicdan terazisinin dengesini mükemmele uyarlamamızdır. Yeterki bizden istenen insani hasletlerimizi kullanabilelim insanlara hayvanlara doğaya yaşama saygı gösterebilelim. Olan herşeydeki mükemmelliği görüp saygı ve haz duyabilelim.
Düşündüklerimiz yarattıklarımızdır, yaşadıklarımızdır.