21 Nisan 2007 tarihinde gerçekleştirilen Sülükülügöl kamp ve trecking faaliyetleri sonucunda hoş bir vakit geçirildi resimlerde eşim,ben ve sülüklü göl ve de arkada yürüyüş parkuru görülmekte. Uzun bir süredir kamp hayatından uzak kaldığımız için ilaç gibi gelen bu kamp kendimizi bulmamızı, olumsuzluklara rağmen harika bir orta içerisinde yaşamanın verdiği dinginlikle üç gün süren kamp ımızı nihayetlendirdik.
Olumsuzluklar demişken millipark ilan edilen sülüklü göl ve çevresi içerisinde olan görevliler kamp girişinde sadece makbuz kesmekle görevliymiş gibi davranıp çevrenin güvenliği ve temizliği ile alakalı bir faaliyette bulunmayıp gece kalan her çadır için on ytl. para almaktalar. Tuvaleti yıkılıp yapılmayan, etrafında onlarca doğal kaynak suları olmasınna rağman üç çeşmesinden su akmayan, akan tek çeşmesinin musluğunun kırık olması, mangal yerlerinin olmaması bizler için bir dezavantajtır. Bu gezi turizmi ile ilgilenen firmalarında ekmeğine taş koymakta yine buraya piknik için gelen vatandaşların duyarsızlığı sonucu çöp ve kırılmış dağıtılmış şişe parçalarına bolca rastlanmaktadır.
Tüm bunlara rağmen yapılan köfte ve sucuk partilerinin güzelliğini gölgeleyemedi. İkinci gün yapılan 20km. trecking faaliyeti bizlere tatlı bir yorgunluk vermiş olsa da Davlunbaz yaylası ve göynük yaylasının bizlere sunmuş olduğu harika manzaranın güzelliğine hiç bir olumsuzluk etkileyemedi. Özellikle çevre bilincine sahip doğada yaşamayı seven "sev ve koru" felsefesi ile hareket eden insanlarla beraber böyle bir etkinliğin gerçekleşmesinde ve yaşanmasında etkili olan değerli Ultima derneğindeki arkadaşlarımıza tekrar teşekkür ederiz. Mutlaka görülmesi gereken hakettiği ilgiyi görmeyen bu güzel toprakların görülmesi hazmedilmesi gerekir.