YAPAY SULAK ALANLARDA ATIKSU ARITIMI
VE EKOLOJİK YAŞAM
Sulak alanlar, su ile toprak arasındaki geçiş alanlarıdır. Atıksuları arıtmak için inşaa edilmiş yapay sulak alanlar; mikroorganizmalar, hayvanlar, bitkiler ve sucul ortamı çevreleyen ekolojik sistemden oluşan kompleks bütünleşmiş sistemlerdir. Yapay sulak alanlar, atıksu arıtımı için alternatif ve doğal tabanlı bir arıtma yöntemidir. Dünyanın değişik bölgelerinde evsel ve endüstriyel atıksuları ve zirai bölgelerden gelen yüzeysel akışları arıtmak üzere farklı amaçlarla tasarlanmış, değişik tipte ve büyüklükteki yapay sulak alanlar 1950’li yıllardan bu yana etkin olarak kullanılmaktadır. Yapay sulak alanların en yaygın uygulamalarından birisi, evsel atıksuların birincil ve ikincil arıtımı içindir.
Arıtma amacının yanı sıra, uygun koşullar altında yapay sulak alanlar aşağıdaki fonksiyonları da sağlayabilmektedir.
• Su kalitesinin artırılması,
• Rekreasyon amaçlı kullanım,
• Besinlerin dönüşümü,
• Balık ve vahşi yaşam için ortam oluşturma,
• Pasif dinlenme (kuş gözlemi, fotoğrafçılık vs.),
• Aktif dinlenme (avlanma vs.),
• Eğitim ve araştırma,
• Estetik görünüm.
Yapay sulak alanlarda en yaygın olarak kullanılan iki hidrolik konfigürasyon: su akımının serbest bir yüzeye sahip olduğu sulak alanlar ve suyun yüzeyaltı akışlı olduğu sulak alanlardır.
Bitkiler
Yapay sulak alanlarda bitki topluluğunun görevi, akımı yönlendirmek ve mikrobiyal büyüme için bir tutunma bölgesi oluşturmaktır. Bitkiler, sızdırmayı azaltmalarının yanında substratların stabilizasyonunu da sağlarlar. Ayrıca, yapay sulak alana estetik bir değer kazandırırlar. Sulak alanda oluşacak yoğun bir bitki örtüsü, olası rüzgarların sisteme yapabileceği olumsuz etkileri de azaltacaktır. Bitkilerin ölümü sonucu ortaya çıkan artıklardan ortama yayılan organik karbon mikroorganizmalar tarafından besin kaynağı olarak kullanılır. Bitkilerin kök bölgelerinde bulunan mikroorganizmaların organik ve inorganik kirleticileri gidermesinde çözünmüş oksijen önemli bir rol oynar. Bitkiler, kök bölgesindeki oksijen varlığında besinleri alırlar ve mikroorganizmalar da oksijen varlığında (aerobik bozundurma için) organik maddeleri parçalarlar.
Sulak alan bitkileri, yaşam döngüleri için belirli çevre şartlarına gereksinim duyarlar. Bu şartlar; çimlenme ile bitki gelişimi, yeterli besin, normal mevsimsel gelişme durumları, bitkinin yaşlanma ve ölüm oranıdır. Diğer tüm bitkiler gibi, sulak alan bitkileri de sağlıklı gelişebilmek için çok sayıda makro ve mikro besinlere ihtiyaç duymaktadırlar. Evsel atıksularda bu sınırlayıcı besinlerden yeterli miktarda olmasına rağmen, endüstriyel atıksular ve asit maden drenajı gibi diğer atıksu tiplerinde bu besinler çoğunlukla yeterli miktarlarda bulunmazlar. Sulak alan bitkilerinin yaşam döngüsünde azot ve fosfor önemli besinlerdir. Azot ve fosfor, bitkilerin gelişme ve ölüm evrelerinde doğal olarak ortamdan alınıp salınmaktadır. Ölü biyokütlelerden bozunmayan bitki artıkları, fosfor, metaller ve diğer elementler için depo görevi görmektedir. Saz ve kamış gibi yüksek lignin içeren bazı türlerin çoğu ölü biyokütle olarak kalmakta ve kış mevsimi boyunca çok yavaş bozulmaktadır.
Yapay sulak alanlarda en çok kullanılan bitkiler: saz, başak, diğer sazlar, hasırotu, kamış, büyük su kamışıdır. Tüm sulak alan bitki türlerini atıksu arıtımında kullanmak uygun olmayabilir. Kullanılacak bitki türü devamlı su içinde bulunmayı ve yüksek kirlilik konsantrasyonlarına sahip atıksulara devamlı maruz kalmayı tolere edebilecek nitelikte olmalıdır. Atıksu arıtımı için bitki türünün seçimi, sık bir bitki örtüsü oluşturmak kadar önemlidir. İyi büyüme sağlayacağına inanılan birçok bitki türü seçilebilir. Atıksu arıtımında kullanılan sulak alanlar için lokal ve yöresel bitki türleri uygulanmalıdır.
Çünkü lokal türler bölgenin iklimine, toprağına, diğer bitki ve hayvan topluluklarına adapte olduklarından büyümeleri çok daha hızlı gerçekleşmektedir. Yapay sulak alanlarda bulunan bitki tipleri ve arıtma prosesindeki işlevleri Tablo 1’de özetlenmiştir. Atıksulardaki yüksek organik yüklemelerden dolayı yapay sulak alanlar organik madde açısından zengindir. Bu yüzden sazlıkların kullanımı iyi sonuçlar vermektedir. Çünkü, yüksek besin seviyelerini tolere edebilecek yapıdadırlar. Büyük su kamışı ve sazlık bitkileri de, birçok değişik atıksuya gösterdikleri yüksek tolerans sayesinde yapay sulak alanlarda sıkça kullanılsalar da her ikisinin de dezavantajları bulunmaktadır. Büyük su kamışı, oldukça yayılmacı karakterde bir bitkidir. Ayrıca, misk sıçanlarının tercih ettiği besin kaynaklarından birisidir. Büyük su kamışı bitkisinin birçok böcek tarafından tercih edilmesi durumu da göz önüne alındığında zirai alanlarda büyük su kamışı bitkisinin kullanımı iyi bir tercih değildir. Sazlık bitkileri, çok baskın karakterde olmalarından dolayı yerleştiği bölgede diğer bitkilerin yaşamasına imkan tanımaz. Kolaylıkla doğal sulak alanlara sıçrayabildiğinden dolayı bu bitki yetkili kurumların onayı alınmadan kullanılmamalıdır. Pratik tecrübe ve deneyimlere dayanarak, sulak alanlarda bataklık bitkilerinin (helofitlerin) verimli arıtım sağladığı tespit edilmiştir. Çünkü helofitler, ekstrem rizosfer şartları altında, gelişme fizyolojisi açısından uygundurlar. Ayrıca söğüt gibi hızlı gelişen ağaçlar da sulak alanlarda arıtım için uygundur.
Bazı bitki türleri (Iris gibi) renk oluşturmalarından dolayı sulak alan kenarlarına ekilerek sulak alanı sınırlandırırlar. Özellikle zirai bölgelerden gelen yüzeysel akışların deşarj edildiği yapay sulak alanlarda bitkilerin amonyağı tolere edebilme kapasitesi göz önünde bulundurulmalıdır. Bitkiler yeni ortamlarına adapte olurken gelebilecek çok yüksek amonyak konsantrasyonlarını tolere edebilmelidir.
Otsu sulak alan bitkileri, sulak alanların yapısal içerikleri açısından çok önemlidir. Lentiseller (yaprak veya gövdedeki küçük açıklıklar), havanın bitkilere doğru akışına izin verirler. Çeşitli dokular, bitkilerin uzunluğu boyunca gaz dolaşımına sebep olarak bitki köklerine hava sağlarlar. Özel morfolojik gelişme yapıları, köklerin havalandırılmasına yardım eder. Gazların absorpsiyonu ve su kolonundan bitki besinlerini doğrudan alabilen gelişmiş kökler ve ekstra fizyolojik durumlar, anaerobik toprak şartlarında bitkilerin gelişimine yardım ederler.
Gelişen otsu bitkilerin esas rolleri, yapay sulak alanlarda sedimentasyon ve flokülasyonu arttırmak ve ideal hidrodinamik koşullarda askıda katıların filtrasyonunu sağlamaktır. Ayrıca, yapay sulak alanlardaki bitkiler kış aylarında, su yüzeyini düşük sıcaklıklardan korur, ısı kaybını azaltır ve rüzgarı engellerler.
Bazı yüzen sucul bitki türlerinin, özellikle su mercimeğinin, çok yüksek birincil üretim oranları vardır. Bu durum sonucunda, yüksek miktarlarda biyokütle ve elementler serbest su yüzeyli sulak alan ve göletlerin sık bitki örtüsüne sahip bölümlerinde birikirler. Su sümbülü, tropikal iklimlerde TAKM ve alg giderimini arttırmak için etkilidir.
Ancak, güneş ışığını bloke eder ve su/hava ara yüzeyindeki havalandırmayı engelleyip çözünmüş oksijen seviyesini suda azaltır. Yüksek gelişme hızları nedeniyle, bu bitkileri kullanarak kirleticileri sudan giderebilecek özel arıtma sistemleri uygulanabilir. Bu bitkileri hasat etmenin dezavantajları, sahip oldukları düşük katı oranlarından (tipik olarak ıslak-ağırlık ölçümlerinde %5’ten daha az) kaynaklanmaktadır. Bu durumda kurutma, uzaklaştırmadan öncelikli bir ihtiyaç haline gelir ki, bu da ikincil koku ve su kalitesi problemlerini beraberinde getirir. Yüksek protein içeren hasat edilmiş su mercimeği, zirai faaliyetlerde gübre olarak kullanılabilir. Su sümbülü ise ya kısmen kurutulur ya da kontrollü bir ortamda anaerobik parçalanma ile metan üretimini sağlar.
Suyun aşırı tuzlanmasını engellemek için, özellikle kurak bölgelerde veya sıcak iklimlerde evapotranspirasyon (evaporasyon ve transpirasyon kelimelerinin birleşmesinden oluşan, bitkinin su tüketimi ve buharlaşma ile birlikte toplam su kaybıdır.) mutlaka dikkate alınmalıdır. Bu tip ekstrem şartlarda düşük hidrolik bekleme süresine sahip sistemler tercih edilmelidir.
Bitki tipleri
| Genel karakterleri ve örnekler | Arıtma prosesindeki önemi ve fonksiyonları
| Habitat için önemi ve fonksiyonları | Dizayn ve işletme durumları |
Serbest yüzen sucullar | Kök ve kök benzeri yapılar, yüzen yapraklardan ayrılır. Su dalgaları ile uzaklaştırılır. Su mercimeği. | Ana amacı, besinlerin alımı ve alg gelişmesini geciktirmek. Yoğun yüzücü topluluklar, atmosferden oksijen difüzyonunu sınırlar. | Yoğun yüzücü topluluklar, atmosferden oksijen difüzyonunu sınırlar. Su içindeki bitkiler için güneş ışığını bloke eder. Hayvanlar için sığınak ve yiyecek sağlar. | Su mercimeği istilacı doğal bir türdür. Spesifik dizayn Gerektirmez |
Köklü yüzen sucullar | Su altı yaprakları içerebilir. Yüzücü yapraklarla genellikle dipte köklenir. Nilüfer | Ana amacı, mikrobiyal tutunma için yapı sağlamak ve gün boyunca suya oksijen bırakmaktır. Yoğun yüzücü topluluklar, atmosferden oksijen difüzyonunu sınırlar. | Yoğun yüzücü topluluklar, atmosferden oksijen difüzyonunu sınırlar. Su içindeki bitkiler için güneş ışığını bloke eder. Hayvanlar için sığınak ve yiyecek sağlar. | Bitki tipine göre, su derinliği dizayn edilmelidir (yüzücü, batık). |
Su altı sucullar | Genelde tam olarak su altındadır, yüzücü yaprakları içerebilir. Kökleri diptedir. Batak otu. | Ana amacı, mikrobiyal tutunma için yapı sağlamak ve gün boyunca suya oksijen bırakmaktır. Yoğun yüzücü topluluklar, atmosferden oksijen difüzyonunu sınırlar. | Hayvanlar için besin ve sığınak sağlar (özellikle balık). | Açık su tabakasında tutma zamanı, alg gelişme süresinden daha kısa olmalıdır. |
Gelişen sucullar | Otsu. Kökleri diptedir. Sel ve doygun durumlara karşı toleranslıdır. Su kamışı, saz. | Ana amaç, artırılmış flokülasyon ve sedimantasyon sağlamaktır. İkinci amaç, alg gelişmesini geciktirmek için gölgelemektir. | Hayvanlar için sığınak ve yiyecek sağlar. Estetik güzellik sağlar. | Su derinliği, seçilen özel türler için optimum aralıkta olmalıdır. |
Çalılık ve fundalıklar | Odunsu, 6 m’den kısa. Çalılık, çoban püskülü | Arıtma fonksiyonu tanımlanmamıştır. | Hayvanlar (özellikle kuşlar) için sığınak ve yiyecek sağlar. Estetik güzellik sağlar. |
Detaylı bilgi mevcut değildir. |
Ağaçlar | Odunsu, 6 m’den uzun. Akça ağaç, söğüt. | Arıtma fonksiyonu tanımlanmamıştır | Hayvanlar (özellikle kuşlar) için sığınak ve yiyecek sağlar. Estetik güzellik sağlar |
Detaylı bilgi mevcut değildir |
Mikroorganizmalar
Yapay sulak alanlarda besinlerin ve organik kirleticilerin bozunması ve mineralizasyonu esasen bitkiler tarafından değil, mikroorganizmalar tarafından gerçekleştirilir. Ancak, bitkiler, bitki artıkları ve sedimentler, mikrobiyal aktivitenin yoğunlaşabileceği katı yüzeyleri oluştururlar. Tüm sulak alanlarda ekolojik yaşam, karmaşık enerji dönüşümlerini gerçekleştirebilmek için bakteri ve mikroorganizmalara ihtiyaç duyar. Mikroorganizmalar giriş atıksuyundaki organik molekülleri parçalayarak gerekli enerjiyi ve çoğalmalarını sağlarlar. Aerobik sistemlerde organik karbonun tam mineralizasyonu sonucu karbon dioksit ve su temel ürünler olarak oluşur. Alt akımlı sistemlerde aerobik biyolojik prosesler ağırlıklı olarak köklerin etrafında ya da kök yüzeyinde meydana gelmektedir. Oksijen yokluğunun hakim olduğu durumlarda sülfat indirgenmesi, denitrifikasyon ve metan oluşumu gibi anaerobik reaksiyonlar gerçekleşmektedir.
Tüm sulak ortamlarda bulunan algler, serbest su yüzeyli sistemlerin kaçınılmaz bir parçası olmuşlardır. Algler belirli arıtma sistemlerinde (örneğin lagünler) önemli bir bileşen iken serbest su yüzeyli sulak alan sistemlerinde de arıtma performansına önemli etkiler yaparlar. Batık bitki örtüsünün bulunduğu açık alanlardaki algler, güneş ışığını ve havalanmayı bloke eden canlı bir örtü tabakası oluşturup, su kütlesine ışığın ve oksijenin nüfuz etmesini engellerler.
Bu da suda düşük çözünmüş oksijen seviyelerinin oluşmasına sebep olur. Alglerin sulak alanlardaki varlığı tasarım aşamasından önce göz önünde bulundurulmalıdır.
Sulak alanlarda patojen giderim mekanizmaları ana hatlarıyla aşağıda özetlenmiştir.
• Fiziksel: filtrasyon, sedimentasyon ve bitki gibi biyokütlelere adsorpsiyon;
• Biyolojik: protozoalar tarafından avlanma yoluyla tüketim, bakteriyofajlar, bitkilerin bakterisit etkisi, doğal ölüm;
• Kimyasal: oksidasyon, güneş ışığındaki UV ışınları ile doğal dezenfeksiyon, diğer mikroorganizmalar ve bitkilerden üretilen faydalı toksinlerle ölüm.
Fauna
Serbest su yüzeyli sulak alanlar, sucul habitatların ve doğal sulak alanların ekolojisine yakından benzemektedir. Bu yüzden, tüm yaşamlarında veya yaşamlarının bir kısmında su ortamına ihtiyaç duyan hayvan türlerini kendisine çekmektedir. Yapay sulak alanlarda bulunan hayvan grupları; protozoalar, böcekler, balıklar, kuşlar, memeliler, sürüngenler, yumuşakçalar ve hem suda hem de karada yaşayabilen hayvanlar (amfibyanlar) şeklinde sınıflandırılabilir. Yapay sulak alanlar, omurgalı ve omurgasız hayvanların zengin bir çeşitliliği için yaşam alanları sağlamaktadır. Omurgasız hayvanlar su kalitesini iyileştirme ile ilgili en önemli hayvanlar olmasına karşın; yapay sulak alanlar çeşitli omurgalı hayvanlar (kaplumbağalar, balıkçıllar, su kuşları, yaban ördekleri ve çeşitli memeliler)
için de cazip yerlerdir. Çulluk, kırmızı kanatlı karatavuk, bataklık çalıkuşu, nehir kırlangıcı ve kırmızı kuyruklu atmacalar sulak alanlara yuva yaparlar ve/veya sulak alanlardan besinlerini sağlarlar. Tablo 2’de sulak alanlarda bulunan hayvan türleri, arıtma prosesindeki önemi ve rolleri özetlenmiştir.
Omurgasızların, sulak alanlardaki besin döngüsünde önemli bir yeri mevcuttur. Çünkü omurgasızlar birincil üreticiler ve tüketiciler arasındaki besin bağlantısını oluştururlar. Sulak alanlarda yaşayan omurgasız hayvanların çoğu böceklerdir. Böcekler ve kurtçuklar gibi omurgasız hayvanlar, organik maddeyi tüketme ve parçalama ile giderim sürecine katkıda bulunmaktadırlar. Birçok böcek larvası suda yaşamakta ve birkaç yıl sürebilen gelişimleri süresince önemli miktarda organik maddeyi kullanmaktadır. Üstelik omurgasız hayvanlar bir çok ekolojik rolü de yerine getirmektedir. Sulak alanlarda yaşayan diğer omurgasızlar ise tatlı su karidesi, su piresi ve tatlı su salyangozudur. Genellikle omurgasız hayvan toplulukların birçoğu su altındaki bitki örtüsünde yaşamaktadır.
Bu yüzden su altındaki bitki örtüsü vahşi yaşam için önemlidir. Omurgasızlar ile beslenen balık ve su kuşları gibi hayvanların sulak alanlarda bulunabilirliği, besin kaynağının mevcudiyetine ve boyutuna bağlı olarak değişmektedir.
Sazan, yılan balığı ve kiliz balığı gibi birçok tatlı su balığı besince zengin ve çok bulanık sularda yaşayabilmektedir. Bıyıklı balık ve iskorpit gibi birkaç tür balık sadece yüksek akışlı sularda yaşamaktadır. Değişik bitki nüfusuyla, çeşitli derinlikleri ve kesitleriyle sulak alanlar, uygun balık yumurtlama alanlarını ve barınaklarını içerebilmektedirler. Gambusya sivrisinek balığı göletteki sivrisinek popülasyonunu kontrol atında tutar.
Sürüngenler ve amfibyanların çoğu yavrulamak ve yavrularının büyümesi için su altı bitkilerini içeren sulak alanlara gereksinim duyarlar. Üstelik sulak alanların yakınında beslenmek ve barınmak için uygun bir bitki örtüsüne de ihtiyaç duymaktadırlar. Kurbağalar ve semenderler asidik sularda hayatta kalmasına karşın, nötral pH’lı su bu tür hayvanlar için en iyi şartları sağlamaktadır. Çayır yılanı, yapay sulak alanlarda muhtemel bulunan sürüngenlerden biridir. Bu yılan suda çok iyi yüzebilir ve başlıca balık ve amfibyanlarla beslenmektedir. Kış uykusu için ince dal ve yaprak kümelerini tercih eder ve ilkbaharda çürümüş bitkiler içerisine yumurtalarını bırakır.
Hayvan grupları |
Türler |
Arıtma proseslerindeki önemi ve işlevleri
|
Tasarımda ve işletimdeki rolleri |
Omurgasızlar (protozoa, böcekler, örümcekler ve kabuklu hayvanlar dahil) | Çok çeşitli türde omurgasızlar bulunur ama çeşitlilikleri ve popülasyonları mevsimsel ve yöresel olarak değişir. | Kimyasal ve biyolojik döngülerde ve transformasyonlarda rol oynar ve daha gelişmiş canlılar için yiyecek olabilirler, fakat tüm fonksiyonları tam olarak bilinmemektedir. | Sivrisinek kontrolü dikkate alınmalı. Bitkilerin mono kültürleri, böcek istilasına karşı oldukça hassastır. |
Balıklar | Yüzeye yakın yerde yaşamaya adapte olan türler (sivrisinek balığı gambusya) ve kirlenmiş sularda yaşayabilen türler (sazan, kedi balığı, turna balığı). | Böcekleri ve bozunan maddeleri tüketirler (örneğin sivrisinek balığı, “gambusia”sivrisinek larvalarını yer). | Anaerobik şartlar, popülasyonlarını sınırlayacaktır; yuva için alana ihtiyaç vardır, dipten beslenenler bitkileri kökleyebilirler ve sedimentleri hareket ettirirler. |
Amfibyanlar ve sürüngenler | Kurbağalar, timsahlar, yılanlar, su kaplumbağaları | Daha küçük canlıları tüketirler. | Su kaplumbağaları, su kontrol yapılarına zarar verebilmektedir. |
Kuşlar | Çok çeşitli (tipik olarak 35- 60 kadar) türde bulunurlar. Genelde göçmen kuşlardır, fakat çeşitlilikleri ve popülasyonları mevsimsel ve yöresel olarak değişir. | Daha küçük canlıları tüketirler. | Sıkça rastlanırlar, özellikle göçmen su kuşları mevsimsel kaynaklı kirletici yüküne katkıda bulunabilirler. |
Memeliler | Küçük kemirgenler (kır faresi, fare, tarla faresi), büyük kemirgenler (tavşanlar, Güney Amerika kunduzu, misk faresi, kunduz), geyik, büyük etoburlar (opossumlar, rakunlar, tilkiler). | Bitkiler ve daha küçük canlıları tüketirler. | Güney Amerika kunduzu ve misk faresi popülasyonları sıkıntı verecek seviyelere ulaşabilir ve bitki örtüsünde yıkım meydana getirir. Yapısal kontroller ve hayvan uzaklaştırması gerekebilir. |
Yapay sulak alanlardaki hayvan türleri, serbest su yüzeyli sulak alanların işletiminde göz önüne alınması gerekli bir husustur. Hayvanlar sulak alanlardaki bitkilerden daha az biyokütle oluştururlar, fakat hayvanların enerjiyi dönüştürebilme yetenekleri vardır. Yapay sulak alanlarda zararlı böcekler ortaya çıktığında, tüm hareketli sucul bitki sistemlerine zarar verirler. Böylece, organik madde ve mineral dönüşümleri yarıda kesilir ve atıksuyun arıtım performansı ciddi derecede bozulur. Diğer bir durum, dipten beslenen balıklar, sedimentlerin hareketine sebep olur ve bunun sonucunda organik kirleticilerin ve askıda katıların giderilmesinde yapay sulak alanların performansını etkiler.
Yabani türler genellikle yapay sulak alanlarda olumlu rol oynarken, bu türlerin sulak alanlarda bulunması beklenmedik sonuçlar da doğurabilir. Böcek kontrolünde en önemli hususlardan biri o bölgeyi kuşlar için çekim merkezi haline getirmektir.
Yapay sulak alanların uygulanmasında permakültür etik ilkelerine dikkat edilmesi önemli bir husustur.
Atıksu arıtımı için bitki türünün seçimi, sık bir bitki örtüsü oluşturmak kadar önemlidir. Bölgenin iklimine, toprağına, diğer bitki ve hayvan topluluklarına adapte olabilecek ve hızlı büyüyebilecek lokal ve yöresel bitki türleri seçilmelidir. Atıksulardaki yüksek organik yüklemelerden dolayı yapay sulak alanlar organik madde açısından zengindir. Yüksek besin seviyelerini tolere edebilecek yapıda oldukları için sazlıkların kullanımı iyi sonuçlar vermektedir. Hayvan türleri serbest su yüzeyli sulak alanların işletiminde göz önüne alınmalıdır. Omurgasızların, sulak alanlardaki besin döngüsünde önemli bir yeri mevcuttur. Omurgasızlar birincil üreticiler ve tüketiciler arasındaki besin bağlantısını oluştururlar. Yapay sulak alanlarda zararlı böcekler ortaya çıktığında, tüm hareketli sucul bitki
sistemlerine zarar verirler. Böylece, organik madde ve mineral dönüşümleri engellenip, arıtım performansı önemli oranda düşer. Ayrıca, dipten beslenen balıklar, sedimentlerin hareketine sebep olup organik kirleticilerin ve askıda katı maddelerin arıtım performanslarını olumsuz etkilerler.
Kaynak; Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 23